“Çocuklar, Ayakları Üşürken Kitap Okuyamaz”

“Ülkem Okuyor Derneği, Hatay’da ki deprem sonrası barınma krizine dikkat çekiyor. Kurucu Havva Aydanur Ertuğrul, derneğin asıl amacının ülkedeki okuma ve anlama oranını yükseltmek olduğunu belirtirken, deprem mağdurlarıyla kurdukları gönül bağının kendileri için bir sorumluluk haline geldiğini ifade etti. Ertuğrul, Son çocuk kitaba ihtiyacı kalmadığında Hatay’dan ayrılacağız,’ diyerek bölgede kalıcı bir etki yaratmayı hedeflediklerini belirtiyor. Dernek, eğitim ve yaşam koşullarını iyileştirerek önemli bir toplumsal katkı sağlıyor.
“’Ev’, 6 yaşında bir çocuğun kurması gereken bir cümle değildi”
Ülkem Okuyor Derneği’nin kurucusu Havva Aydanur Ertuğrul, yürüttükleri “Bir Bot, Bir Kitap, Bir Çorap” projesinin amacını anlattı. Ertuğrul, “Bu projedeki amacımız, çocuklar ayakları üşürken kitap okuyamazdı ve ikisini birlikte verelim istemiştik,” dedi. Ertuğrul, Hatay’da bir çadırı ziyaret ettiklerinde yaşadıkları duygusal anları paylaştı:
“Çadırda 6 yaşında bir kızımız vardı. Ne istersin bizden dediğinizde ‘ev istiyorum’ dedi. ‘Ev’, 6 yaşında bir çocuğun kurması gereken bir cümle değildi. Oyuncak, çikolata, Barbie bebek istemeliydi ama o ev istememeliydi”
Bu olayın bir gün öncesinde Hatay’da yoğun yağış olduğunu belirten Ertuğrul, çadırdaki zeminin ıslak, oturdukları kanepenin ise nemli olduğunu söyledi. Küçük kızın, bu ıslak kanepe üzerinde yattığını ifade ettiğini aktardı.
Ertuğrul, deprem bölgesinde yaşanan zorluklar ve başlattıkları “Nur Üşümesin” projesi hakkında konuştu. Çadırda yaşayan 6 yaşındaki Nur’un ev isteği üzerine harekete geçtiklerini anlatan Ertuğrul, “Benden önce durumu takip edenlere bildirdim. Ne olmalı ne yapmalıydım dedim” şeklinde konuştu. Derneğin, ev yapabilecek bir bütçesi veya kaynağı olmadığını belirten Ertuğrul, “Bilmediğimiz bir sudaydık. Bu suyla nasıl yüzleşiriz diye düşündük. Nur’un annesini tamamlayamam ama başlıyorum dedim. Durumu ‘biz ev yapıyoruz’ diyerek duyurduk. Projenin adına ‘Nur üşümesin’ dedik” diyerek sözlerine devam etti.
Ertuğrul, projenin başlatılmasından itibaren 13 gün gibi kısa bir sürede ustaları çift mesai çalıştırarak ev yapımına başladıklarını belirtti. Sosyal medya üzerinden projenin ilerleyişini anbean paylaştığını söyledi.
“Nur Üşümesin’ Projesi ile Üç Evi Hayata Geçirdiler”
Ertuğrul, “Nur Üşümesin” projesinin nasıl hayata geçtiğini ve karşılaştıkları zorlukları anlattı. Ertuğrul, projeyi gerçekleştirmek için gönüllüler, destekçiler ve bağışçılardan yardım aldıklarını belirterek, “Her zamanki gibi gönüllülerimize, destekçilerimize, bağışçılarımıza biz bir şey yapıyoruz ve 50 liranızı istiyoruz dedik.. Sadece bir 50 liradan vazgeçin hep beraber bir iyilik yapalım. Bu çağrı üzerine, 3 bin kişi lazım öncelikle dedik. 1 gün gibi kısa sürede bu para toplayıp ve biz o evi yaptık” dedi.
Dernek, şu ana kadar üç evi tamamlamış durumda. Ertuğrul, devam eden izin süreçleri nedeniyle yeni evlerin inşası için çalışmaların sürdüğünü belirtti. En büyük zorluklardan birinin arsa bulma ve kime ev yapılacağına karar verme süreci olduğunu vurgulayan Ertuğrul, “Çünkü Hatay’da çok büyük bir yara var. Bu yarayı ne kadarını kapatabilirsin, ne kadarını ne yapabilirsin derdindeyiz. Kime yapacağını seçme noktası çok zorluyor gerçekten. İstiyoruz ki herkese dokunalım. Takdir edersiniz ki böyle bir şansımız yok” diye ifade etti.
Ertuğrul, Hatay’da yürütülen projeler ve karşılaşılan zorluklar hakkında bilgi verdi. Ertuğrul, derneğin birçok kez bağış topladığını ve bu bağışları takipçilerine duyurduklarını belirterek, “Biz böyle bir şey yapacağız, destekleyin diyoruz. Hem gönüllülerimiz hem destekçilerimiz hem de bağışçılarımız sayesinde çok güzel destekler alıyoruz. Gelen desteklerden memnunuz ve şeffaf bir şekilde bu süreçleri yönetiyor olmaktan güvenilir bir dernek olmaktan çok memnunuz” şeklinde konuştu.
Hatay’daki yaşam koşullarını anlatan Ertuğrul, “Öncelikle Hatay’da şu an yaşam kalitesi 21 metrekarenin içine sığmış durumda ve çocukların kitap okuyabilecekleri alanları yok. Annelerin arkadaşlarıyla oturabilecek bir alanları yok” dedi. Bu durumu değiştirmek amacıyla kütüphaneler kurduklarını belirten Ertuğrul, “Bu kütüphanelerde anneler çocuklarıyla gelsinler, kitap okusunlar, zekâ oyunları oynasınlar istiyoruz. Daha da önemlisi başka bir hayatın varlığından haberleri olsun istiyoruz” diye ekledi. Ertuğrul, devam eden projeler arasında çocuklar için tatil organizasyonları olduğunu söyledi. Bu sayede çocukları farklı illere götürerek bilim müzelerini, okuma müzelerini ve diğer kültürel yerleri gezdireceklerini aktaran Ertuğrul, Birçok müzeyi gezdirerek çocukların başka bir hayatın varlığı konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlamayı amaçladıklarını aktardı.
“ Konuşmadıkları halde hikâyemizin sonunu değiştir Havva abla dediklerini duyar gibi oldum”
Ertuğrul, Hatay’da deprem mağduru aileler için yürütülen ev projeleri ve yaşadıkları duygusal anlar hakkında konuştu. Ertuğrul, özellikle ikinci ev yapım sürecinde yaşadıkları zorlukları ve bu süreçte karşılaştıkları anlarını paylaştı. İkinci ev için çalışmalara devam ederken, evi yapacakları ailenin sel baskını nedeniyle bir barakada yaşamak zorunda kaldığını belirten Ertuğrul, bu süreçte annenin çaresiz bakışları ve çocuklar Meriç ile Talent’in sessizliği onu derinden etkilediğini ifade etti.
“Yani bir insan konuşmadan cümle kurabilir mi? Gerçekten ben o konuşmadıkları halde hikâyemizin sonunu değiştir Havva abla dediklerini duyar gibi oldum” diyen Ertuğrul, bu olayın onu daha da motive ettiğini söyledi. Çocuklar için bu evi 20 gün gibi kısa bir sürede tamamladıklarını ev bitiminde çocukların yüzlerindeki mutluluğun en duygusal anlarından biri olduğunu söyleyen Ertuğrul, “Çocuklar yine aynı bakışı attılar ama bu kez gülümsüyorlardı. Hikâyelerinin sonunun değiştiğini onlar da farkındaydılar” diye konuştu.
“Ben çocukluğumda rahat yaşadıysam o dernek sayesindedir demesini istiyorum”
Ertuğrul, derneğin yürüttüğü projelerin barınma odaklı olmadığını, bunun yerine öğrencilerin yaşam koşullarını iyileştirmeye odaklandığını açıkladı. Ertuğrul, “Bu projelere barınma projesi olarak değil de Ülkem Okuyor’un öğrencisinin yaşam koşullarını düzeltme projesi olarak bakmayı önemsiyorum” dedi. Derneğin amacının, öğrencilerin daha iyi yaşam ve eğitim koşullarına sahip olmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Ertuğrul, “En önemlisi de bir dernek vardı ve benim yaşam koşullarımı düzeltmişti. Ben çocukluğumda rahat yaşadıysam o dernek sayesindedir demesini istiyorum” diye belirtti.
Ertuğrul, kamu ve özel sektör işbirliklerinin projelerin başarısında önemli rol oynadığını anlattı. Kamu ve özel sektör işbirliklerinden her daim vaka projenin noktasında yararlandığını söyleyen Ertuğrul, “Özellikle kamu kurumlarından hem izin alırken hem de sürecin devamında neler yapabilirsiniz? Bize şu lazım dediğimizde bize hayır diyen olmuyor. Şükürler olsun çok destekçiler” dedi. Özel sektörle olan işbirliklerinin de benzer şekilde olumlu olduğunu belirten Ertuğrul, projeyi duyurduklarında birçok kişinin destek sunduğunu bu durumdan memnun olduklarını aktardı.
“Devlet zaten onlara ev vermedi mi? Devlet bedava ev veriyor, sen bir daha niye yapıyorsun?”
Ertuğrul, Hatay’da yürüttükleri projelerin toplumsal etkisi ve karşılaştıkları eleştiriler hakkında bilgi verdi. Ertuğrul, projenin başlarında bazı eleştiriler aldıklarını belirterek, “Devlet zaten onlara ev vermedi mi? Devlet bedava ev veriyor, sen bir daha niye yapıyorsun?” gibi sorularla karşılaştıklarını söyledi. Zamanla deprem bölgesinde olmayan insanların, bu evlerin bedava verildiğini ve çoktan teslim edildiğini düşündüklerini fark ettiklerini ifade etti.
Ertuğrul, “Biz artık sadece ev yapan değil, Hatay’daki barınma krizini de ülkeye duyuran bir kurum halini aldık. Bakın bir barınma sorunu var demiyoruz, ‘Ciddi ciddi Hatay’da bir barınma krizi var” dedi. Hatay’da, 5 çocuklu ailelerin 21 metrekarelik konteynerlerde, özel alanları olmadan yaşamak zorunda kaldığını vurgulayan Ertuğrul, bu koşulların zorluklarını dile getirdi.
Ülkem Okuyor Derneği’nin çalışmalarının, hem deprem farkındalığı yaratmak hem de barınma sorununa dikkat çekmek amacıyla önemli olduğunu belirten Ertuğrul, “Bakın, okuyan bir dernek bunu görüyor. Ve okuyan bir dernek buna çözüm buluyor, farkında mısınız?” diyerek toplumsal farkındalığı artırmaya çalıştıklarını söyledi. Bu çabaların, derneğin sosyal etkisini tam olarak değerlendirdiği ve toplumda önemli bir farkındalık oluşturduğu bir alan olduğunu ekledi.
“Gönül bağı kurduklarında, ömür boyu sorumlusun”
Ertuğrul, Hatay’da ki deprem mağdurlarıyla kurduğu bağ ve derneğin misyonu hakkında samimi açıklamalarda bulundu. Bir kitaptan alıntı yaparak, “Gönül bağı kurduklarında, ömür boyu sorumlusun” sözlerini dile getiren Ertuğrul, bu bağın kendisi için ne kadar derin olduğunu anlattı.
Derneğin asıl amacının ülkedeki okuma ve anlama oranını yükseltmek olduğunu belirtirken, deprem mağdurlarıyla kurdukları gönül bağının kendileri için bir sorumluluk haline geldiğini ifade eden Ertuğrul, “Orada insanların ilk gün üşümelerini, enkaz başında sevdiklerini beklemelerini, susuz ve aç bir şekilde çaresiz kaldıklarını gördükten sonra, o insanlarla benim artık gerçekten bir kan bağım, can bağım var” dedi. Ertuğrul, “Bana bazen ‘Depremde birini mi kaybettin?’ diyorlar. Diyorum ki, hayır, kaybetmedim. Ama ben çok sevdiğimi kaybettim, hiç tanımadan” diyerek depremzedelerin yaşadığı acıya ortak olduğunu belirtti.
Ülkem Okuyor Derneği’nin Hatay için kurulmuş bir dernek olmadığını, ancak Hatay’da ki yaranın büyüklüğünü fark ettiklerini ve bu nedenle orada olduklarını vurgulayan Ertuğrul, “Son çocuk, ‘Hatay’da benim kitaba ihtiyacım kalmadı’ diyene kadar Hatay’da olmaya devam edeceğiz” diyerek derneğin bölgedeki desteğini sürdüreceğini belirtti.